NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِبْرَاهِيمُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ التَّيْمِيُّ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
الْأَخْنَسِ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ
مَرْثَدَ
بْنَ أَبِي
مَرْثَدٍ الْغَنَوِيَّ
كَانَ
يَحْمِلُ
الْأَسَارَى
بِمَكَّةَ وَكَانَ
بِمَكَّةَ
بَغِيٌّ
يُقَالُ
لَهَا عَنَاقُ
وَكَانَتْ
صَدِيقَتَهُ
قَالَ جِئْتُ
إِلَى
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَقُلْتُ يَا
رَسُولَ اللَّهِ
أَنْكِحُ
عَنَاقَ
قَالَ
فَسَكَتَ
عَنِّي
فَنَزَلَتْ
وَالزَّانِيَةُ
لَا
يَنْكِحُهَا
إِلَّا زَانٍ
أَوْ
مُشْرِكٌ
فَدَعَانِي
فَقَرَأَهَا
عَلَيَّ
وَقَالَ لَا
تَنْكِحْهَا
Amr b. Şuayb dedesinden
(yani Abdullah b. Amr b. el-Âs'dan) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Mersed b. Ebi
Mersedi'l-Ganevî, Mekke'deki (müslüman) esirleri (Medine'ye) taşırdı. Mekke'de
Anâk diye anılan bir fahişe vardı .(Anâk) onun dostu idi. (Mersed) dedi ki: Ben
(birgün) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip;
Yâ Resûlallah Anâk ile
evlenebilir miyim? Bana (cevap vermedi) sustu. Hemen arkasından; "Zina
eden erkek, zina eden veya müşrik kadından başkasıyla evlenemez."[Nur 3]
(âyet-i kerimesi) nazil oldu. Bunun üzerine beni çağırıp bana bu âyeti okudu
ve; "Onunla evlenme" buyurdu.
İzah:
Tirmizî, tefsîr sûre;
Nesâî, nikâh
Hadis-i şerifte
anlatılan hadiseyle ilgili olarak nazil olan tercümesini sunduğumuz âyet-i kerimeyi tefsir âlimleri şöyle açıklamışlardır:
"Zinakâr bir erkek evlenecek olursa, alacağı kadın ya zinâkar ya da
Allah'a ortak koşan bir kadındır. Çünkü iman ve iffet sahibi temiz kadınlar
böylesi erkeklerden nefret ederler, ona tenezzül etmezler ve etmemelidirler.
Bu gibi erkekler olsa olsa ya kendisi gibi zinâkâr veya Allah'a ortak koşan bir
kadına rağbet eder ki, öylesi kadınların da namus ve iffeti zaten şüphelidir ve
işte zina şirke şirk de zinaya böyle yakındır.
Ayrıca zinâkar olan bir
erkek, iffetsiz kadınlarla ilgilenir. Onlardan tiksinmez. Aksine şehvetini
tahrik edip kafasına uyduklarından dolayı kendini onlara kaptırır ve bu
duygular onun evlenme hususundaki fikrini ve muhakemesini bozar da nihayet
nikâha rağbet etmez ve şayet evlenecek olsa alacağı da öyle birisi olur. Binaenaleyh
iffetli bir müslümanın fahişe bir kadınla iffetli bir kadının da zinakâr bir
erkekle evlenmesi haramdır. Her ne kadar bazıları "Bu âyetten nasıl
maksat, nikâhın hükmünü beyân değil, zinanın iğrençliğini beyândır. Burada
nikâh cinsî münâsebet manasınadır. Binaenaleyh âyet-i kerimede yasaklanmak
istenen zinadır" demişlerse de, Kur'ân'da nikâh hep akid manasına
geldiğinden bu âyet-i kerimedeki nikah kelimesinin zina veya cinsî münâsebet
mânâsına geldiğim söylemek doğru değildir. Dolayısıyla bu görüşte isabet
yoktur.[M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili V. 3474.]
Söz konusu âyet-i
kerime; "öyleyse ondan bir süre daha faydalan" manasmdaki 2049
numaralı hadis-i şerife aykırı değildir. Çünkü âyet-i kerime evlenmek isteyen
kimselerle, hadis-i şerîf ise, eskiden evlenip de boşanmak isteyen kimselerle
ilgilidir. Nikâhı birdenbire bozmak evlenmeye karar vermek kadar kolay
değildir.